24 Ocak 2016 Pazar

Dubai Part 3

Dubai Part 3

Selamlar,

Dubai turumuzu artık bitiriyoruz. Son gün Dubai turunda görülmesi gereken yerlerden, Burj Khalifa, Burj El Arab ve Abu Dhabi'deki Şeyh Zayed Camii'ni de gördükten sonra Dubai'deki turumuzu tamamlayıp yurdunuza dönebilirsiniz.

Burj Khalifa, Dubai'de yapımı 2010 yılında tamamlanan 828m yüksekliğindeki gökdelendir. Bizler gibi turistleri 80-90 USD karşılığında bu gökdelenin 124. katına çıkararak tüm Dubai'yi ayaklarımız altına seriyorlar.



Dubai'deki diğer etkinlikler gibi, Burj Khalifa'nın 124. katından aşağı bakmak da oldukça cesaret isteyen bir iş. Özellikle yükseklik korkusu olanlar hiç denemesin derim. Burj Khalifa'nın 124. katından aşağı baktığınızda aynı zamanda Dubai Mall'ın da ortak bahçesini ve ışık şelalesini seyrettiğiniz havuzu görüyorsunuz. Eğer şanslıysanız saatini denk getirdiğinizde bu gösteriyi yukarıdan çok daha keyifle izleyebilirsiniz.



Daha sonra yine Dubai'ye gelenlerin görmeden dönmedikleri Burj El Arab gezisine gidebilirsiniz. Meşhur yelken otelin o dönem hangi odaları geziye müsaitse o odalar gezdiriliyor ve tur kapsamında bir de öğle yemeği ikram ediliyor.


Yine yurda dönmeden, en başta bahsettiğin 7 emirlikten baş emirlik olan ve yüz ölçümü Dubai'den büyük olan Abu Dhabi'de bulunan Şeyh Zayed Camii'ni ziyaret edebilirsiniz. Bu Camii 2007 yılında yapılmıştır ve dünyanın en büyük camilerinin arasındadır. Hint ve Arap mimarisinden esinlenerek yapılan Cami 2.412 m2 alana sahiptir ve içerisinde 40 bin kişi aynı anda ibadet edebilir. Cami'ye giderken yanınıza daha kapalı giysiler almanızı öneririm.



Bu arada cami demişken Dubai'de bildiğimiz türden kubbeli, minareli camiler göremezsiniz ve sokakta ezan sesi duyamazsınız. Ezan sesini yalnızca AVM'lerde duyabilirsiniz.

Ve son olarak, Dubai'ye gelip de elektronik almadan dönülür mü? Merkeze 40-45 TL taksi mesafesindeki Deira bölgesinde hem kuyumcular ve baharatçılar çarşısı hem de elektronik eşya, telefon, tablet, fotoğraf makinası, laptop gibi ihtiyaçlarınızı satın alabileceğiniz elektronikçilerin bulunduğu bir çarşı var. 

Dubai özellikle şeriatla yönetilen bir emirlik olduğu için alışveriş yaparken satıcılar tarafından kandırılmanız falan söz konusu olmuyor. Adamlar zaten paraya bula doymuş. :) Bunun dışında herhangi bir hırsızlık veya taciz yaşamanız da söz konusu değil. Gecenin geç saatlerine kadar rahat rahat gezebilirsiniz.

Böylece bu turumuzun sonuna geldik. Umarım Dubai'yi görecekler/görmek isteyecekler için faydalı olmuştur.

Yarından itibaren bir süre İstanbul mekanları yazacağım. Özellikle istediğiniz konular var ise lütfen mesaj atınız.

Sevgiler,

LuLu

20 Ocak 2016 Çarşamba

Dubai Part 2

Selamlar yeniden,


Atlantis Otel
Dubai serüvenine kaldığımız yerden devam ediyoruz. İkinci gün otelinizdeki kakule çayı, suriye baklavası ve envai çeşit hamur işlerinin ve tropik meyvelerin olduğu kahvaltınızı bitirir bitirmez Palmiye adasının en ucunda bulunan ve Dubai'nin en görkemli oteli olan Atlantis'e gidebilirsiniz. Dubai turu boyunca öğlenleri yanızda mutlaka deniz giysilerinizi bulundurmanızı öneririm. Gezi aralarında okyanusta yüzme fırsatını buldukça kaçırmayın.


Atlantis Otel'in en büyük özelliği içerisinde bir akvaryum olmasıdır. Eğer macera seven biriyseniz Atlantis otelde köpekbalıkları ve vatozların olduğu akvaryumda dalış denemesi yapmanızı öneririm. Bence ölmeden yapılacaklar listesinde ilk 5'e girer. Özel dalgıç giysileri ve eğitmenler eşliğinde akvaryuma dalıyorsunuz. İçerideki balıklar her daim tok olduğu için zaten sizin yanınızdan göz kırpıp geçiyorlar. Yalnız kalbi falan olan girmesin sakın. Oldukça ürkütücü bir deneyim  :)  Böyle bir maceraya hiç gerek olmadığını düşünüyorsanız Atlantis otelin plajını yada havuzunu da tercih edebilirsiniz. Şahane oyuncaklı upuzu kaydırakları var. Burada tüm gün geçirilebilir inanın.



Madinat Jumeriah
Atlantis Otel'den sonra yine Palmiye adasında bulunan Madinat Jumeriah çarşısını görmenizi öneririm. Bu çarşı Al Qasr ve Mina A'salam otellerini de içinde bulunduran oldukça büyük bir alana yayılmıştır.

Burası içinde kanolarla gezebileceğiniz yapay bir nehirle doldurulmuş, çok çeşitli restoranların, kuruyemişçi ve tatlıcıların, hediyelik eşyacıların, gece kulüplerinin bulunduğu Arap mimarisinden esinlenilmiş bir çarşı olarak turistlerin uğrak yeri.



Özellikle öğle yemeği yemek isterseniz Khaymat Al Bahar adındaki Lübnan restoranını önereceğim. Neler yiyeceğinizi dün öğrendiniz :) Lübnan mutfağından sıkıldık diyorsanız nehir kenarında başka restoranlar da bulabilirsiniz. Çarşı içersinde çok farklı kuruyemişçiler var buradan dönerken yanınızda getirmek üzere satın alabilirsiniz.

Madinat Jumeriah
Hediyelik eşyaları da yine bu çarşıda halledebilirsiniz zira magnet, kupa v.s almak isterseniz buradan başka bir yerden almanız zor. Bir de çarşı içerisinde Vivel adında bir pastane var. Buraya da mutlaka uğramalısınız. Hem yiyecekleri, baklavaları hem de envai çeşit çayları var. Sevdiklerinize bu çaylardan kutu ile satın alabilirsiniz. www.vivel.com
Nehir kıyısında bol bol fotoğraf çektirebilir hatta kanoyla bir tur yapabilirsiniz.





Buddha Bar

Gece için önerim Dubai gece hayatını görmeniz. Pırlanta yada altın kaplı lüx arabalar, o ihtişam o ışıltı sizi kesinlikle başka bir dünyadaymışsınız gibi hissettirecek. Dubai'nin gece kulüpleri daha çok otellerin içerisinde ve merkezde yani Marina'ya yakın. Gece Kulübü mantığı daha çok yemek yiyip bir şeyler içebileceğiniz şekilde. Cavalli Club, Cirque le Soir, Buddha Bar benim önerebileceğim mekanlar.
Özellikle Buddha Bar daha çok yemek sonrası hafif müzik şeklinde hizmet veriyor. Bizdeki Frankie ya da Chlai tarzı. Fakat çok iyi dekore edilmiş olduğunu söylemeden geçemeyeceğim. 




Dubai'de bilindiği üzere alkol satışı yasak. Ancak ruhsatlı gece kulüplerinde alkol alabiliyorsunuz. Ben kullanmadığım için ilgilenmedim ama duyduğum kadarıyla Müslüman olduğunuzu söylediğinizde yerli halk gibi  size de alkol satışı yapmıyorlarmış. 

Dubaide 3. günü muhtelemen çöl safarisi ile geçireceksiniz. Bence satın aldığını en güzel program bu olacak. Saat 3 gibi safari araçları sizi otellerinizden alıyorlar ancak öncesinde Dubai'de denemeniz gereken bir çılgın aktiviteyi daha öneriyorum. Ne mi? Skydiving :)

Yani uçakla 4000 metreye çıktıktan sonra eğitmenlerle birlikte uçaktan atlıyorsunuz yaklaşık 1 dakika serbest olarak aşağıya indikten sonra eğitmen paraşütünüzü açıyor veeee Duba'inin o muhteşem palmiye manzarasını 13 bin fitten seyrediyorsunuz. Bu çılgın aktivite ölmeden yapılacaklar arasında ilk 3'e rahatlıkla girer. Otel lobisindeki çalışanlardan katılım için bilgi alabilirsiniz. ilgilenenler mutlaka bu videoyu da izlesin. www.youtube.com/watch?v=xFEN7BQ7Zus

Saat 15:00 itibariyle sizi alan safari jeepleri ile çöle doğru yola çıkacaksınız. Çöl akşamları oldukça soğuk olduğundan yanınıza hırka almanızı öneririm. Ayağınıza kumdan kolay arınabilen bir sandalet veya spor ayakkabı giymelisiniz. Başınızı güneşten korumak için şapka yada bandana alabilirsiniz. Ve lütfen nemlendirici sürmeyi ihmal etmeyin.





Çöl merkeze biraz uzak fakat yolu düz ve gayet keyifli. özellikle de Arap müzikleri eşliğinde çabucak bitiyor. Çölde bütün araçlar toplandığında safari başlıyor eğer çılgın bir şöföre denk gelirseniz kumlar üzerinde jeeple akrobatik hareketler yaptırarak yüreğinizi ağzınıza getirebilir. 

Belli yerlerde durup fotoğraf çektirebilirsiniz. Özellikle gün batımında çektiğiniz karelerin instagram profillerinizi uzun süre süsleyeceğinden eminim. Uçsuz bucaksız çöl kahverengi kristalden kumlar gerçekten büyüleyecek. Dubai tatilinizin unutulmaz anları arasına girecek.







Daha sonra organizasyon kapsamında sizi bir bedevi çadırına götürüyorlar orada daha önce yediklerinize görece bir iki tık daha alt kalitede Arap yemekleri servis ediyorlar.
Çeşitli gösteriler ve dansöz showları izleyeceksiniz. Ama işin en eğlenceli kısmı Kandura giyerek fotoğraflar çektirmek ve Henna yaptırmak. Bunların tamamı çöl safarisi için ödediğiniz ücrete dahil.
Fakat Henna yaptırırken aklınızda bulunsun 10-20 Dirhem verdiğinizde Hennacı Abla sizinle özel olarak ilgileniyor, daha büyük ve detaylı motifler çizebiliyor. Saat 22:00 gibi yeniden jeeplere binip çölden ayrılıyorsunuz. 




Böylece Dubai turunda 3. günü de bitirmiş olduk. Yazının devamı yarın.. Turlara bakmaya başladınız mı? Ya da tatil rotasını Dubai'ye doğru çevirdiniz mi? Yapmadıysanız yazık edersiniz :)

3. bölümünde görüşmek üzere

Sevgiler 

LuLu

18 Ocak 2016 Pazartesi

Dubai Mubai

Selam Sevgili Takipçiler,

Kar kış kıyamet bitti derken yeniden karlı bir haftaya uyandık. Aranızda kardan şikayet eden var mı?
Evet rutin hayatı biraz aksatıyor olabilir ama bunca itiş kakışın içerisinde hayatı biraz da yavaşlatmak fena mı?

Kar, bana hep çocukluğumu hatırlatır. Dünya telaşından bi haber uyandığım günleri. Okul tatil olacak mı? İşe hangi yoldan gitmeliyim? Trafik olur mu? Uçak rotar yapar mı? Ya kar yağar ve gittiğim yerde kalır eve dönemezsem? Düşersem bacağım, kolum kırılırsa? Gibi deli sorularla kafamın meşgul olmadığı, o hayatı slow motionda yaşadığım huzur dolu günleri.

Sonsuz sessizliği... Bu koca şehri nasıl oluyor da derin bir sessizliğe gömüyor beyaz örtü?
Sonra çocukluğumun karlı sabahlarını pencereden seyrederkenki gülümsememi yerleştirip yüzüme çıkıyorum sokağa.. Aksatmıyorum rutinimi... Kopmuyorum hayattan. Şikayet etmiyorum kardan. Kar yağınca şükredecek ne kadar çok şeyin olduğunu bir kez daha hatırlıyorum çünkü.
Karı bahane etmek, dört gözle tatil beklemek tembel adamın işi.. İşini aşkla yapmayanın işi... Siz de yapmayın efendim. Kar güzeldir. Kirimizi pasımızı temizler...

Herneyse önümüz sömestr.. Üniversitede finaller, ilkoğretimde yazılılar bitti biter. Var mı tatil programı? Şu soğuklardan kaçıp sıcak bir yerlerde bedeninizi ve ruhunuzu ısıtmak istersiniz diye düşünerek bu hafta uzun zamandır yazmayı ertelediğim Dubai'yi yazmaya karar verdim. Malum en güzel dönemi :) Size Dubai'yi biraz detaylı anlatmak istediğim için yazıyı üç güne böldüm.

Dubai, Birleşik Arap Emiliklerine bağlı 7 emirlikten biri. Bu 7 emirliğin en popüleri olsa da aslında yüz ölçümü 4.200km2. Para birimi Dirhem. 1 Dirhem = 83 kuruş. AED olarak kısaltılıyor. İstanbul'dan gidecekler Kapalıçarşı'daki döviz bürolarından Dirhem alabilirler. Dubai havaalanında da döviz büroları var. Dirhem alamayanlar dolar götürebilir orada sabit kurdan çeviriyorlar. Dubai'nin geçim kaynağı sanıldığı gibi petrol falan da değil. Turizm ve dış ticaret. Bir de dünyanın en büyük balık hallerinden biri Dubai'de.

Giderken elektronik vize almanız gerekiyor. Dolayısıyla konsoloslukla falan da uğraşmayacaksınız. Daha konforlu olması açısından bir tur satın alın. O bütün bu işlemleri hızlıca hallediyor.

Otel seçimi konusunda da çok savurgan davranmayın. Ajman bölgesi dışında tüm oteller Palmiye adasının olduğu Jumeriah bölgesinde ya da ona 3-5 km mesafede. Dolayısıyla Ajman bölgesi biraz dışarıda kalıyor. Lüxe düşkün bir bölge olduğundan bildiğimiz Radisson Blu'da bile Türkiye'deki Rixos kalitesinde hizmet alabiliyorsunuz.

Dubai tatili düşünüyorsanız 4 gün yeterlidir. Hava sıcaklığı yaklaşık 25 derecelerdedir şu sıra. Deniz her daim sıcak olduğundan girilebilir. Türkiye'den 2 saat ilerideler. Resmi dilleri Arapça ama yerli halk bile kendi aralarında İngilizce konuşuyor. Yani İngilizce konuşarak rahatlıkla anlaşabilirsiniz.

Tur tarafından size bazı özel programlar sunulacak. Bunlar, çöl safarisi, Burj Khalifa'nın 124. katına çıkış, Burj El- Arab gezisi, Deira tekne turu, Abu Dhabi Şeyh Zayed Camii gezisi gibi. İstediğinizi satın alabilirsiniz. Bir program yaklaşık 80-90 USD civarında.



Turdan ayrı vakit geçirdiğiniz zamanlarda, taksi ile her yere rahatlıkla ulaşım sağlayabilirsiniz. Benzin çok ucuz olduğundan Dubai'nin bir ucundan diğer ucuna gitseniz ödeyeceğiniz rakam maksimum 50 TL. Yalnız sakın otelin önünde duran taksilere binmeyin. Onlar normal taksilerin iki katı kadar pahalıya taşıyor. Yoldan geçen üzerinde TAXI yazan zaman zaman da pembe renkte bayanların kullandığı taksiler göreceksiniz. Mutlaka onlarla ulaşımınızı sağlayın. Taksiciler genellikle Hindistan ya da Pakistanlı. Aksanlı bir İngilizceleri olmasına karşı kolaylıkla anlaşabiliyorsunuz. Zaten yerli halk çalışmıyor. Yalnızca alışveriş yapıyor ve akşamları marinada Shisha (Nargile) içiyor. Ne güzel hayat di mi? Bu yüzden Emirlerini çok seviyorlar. Her yere fotoğraflarını asmışlar. Nasıl sevmesinler? :)

Havaalanına iner inmez beyaz entarili Araplar göreceksiniz. Erkekler Kandura adında beyaz entariler giyiyor ve başlarına da beyaz bir örtü doluyorlar. Bayanlar siyah taşlı şık abayeler giyiyorlar. Başları örtülü fakat bir çoğunun saçı görünüyor. Muazzam makyajlı ve süslüler. İnsan bi onlara bi kendine bakıyor kadınlığından utanıyor valla :(

İlk gün otelinize yerleştikten sonra sıcak havanın tadını çıkarmak için denize yada havuza girebilirsiniz. Bölgede Palmiye adasının etrafında bir çok beach bulunuyor. Bazı otellerin beachlerine ücret ödeyerek dışarıdan da girebiliyorsunuz. Benim favorim Jumeriah (Palmiye Adası) bölgesindeki Al Qasr otelinin plajı oldu.

İlk günün akşamı Dubai'nin meşhur alışveriş merkezi Dubai Mall'a gidebilirsiniz. Alışveriş konusunda büyük beklentiye girmeyin özel bir indirim dönemi değilse, dünyaca ünlü markalar Türkiye ile aynı fiyata satılıyor. Üstelik ürünleri de burayla aynı.


Al Hallab Dubai Mall
Gelelim akşam yemeğine. Dubai'de tüm dünya mutfaklarından yiyecek bir şeyler rahatlıkla bulabilirsiniz. Hatta P.F. Changs, Vapiano, Gazebo, Eataly gibi İstanbul'da da popüler olan restoranların önünde upuzun kuyruklar görebilirsiniz. Ama Dubai'ye gelmişken kebap yiyelim derseniz, Dubai Mall'ın bahçesinde Al Hallab adında bir Lübnan restoranı var. Türkiye'nin hiçbir yerinde yiyemeyeceğiniz kadar lezzetli kebapları burada yiyebilirsiniz. O kadar lezzetli ki ben yerken sevinçten ağladım. :)) 



Kebabın yanına babaganuş, falafel, humus, mutebel, muhammara ve tabule isteyebilirsiniz. 

Hepsi yı-kı-lı-yor! 
Abartısız söylüyorum eğer benim gibi kebapseverseniz bu yemeği hayatınız boyunca unutamayacaksınız. 

Tatlı yiyecekseniz özellikle baklavaları inanılmaz iyi. Bizimkilere nazaran daha minik, tek lokmalık ve şerbetsiz. Hatta freeshoplarda da kutu ile satıldığı için sevdiklerinize Dubai'den gelirken alınabilecek en güze hediye. 

Ama tatlı hakkınızı Dubai Mall'ın içerisindeki Chesecake Factory'de de kullanabilirsiniz. Tatlıları özellikle Amerika'da çok meşhurdur ve maalesef ki Türkiye'de henüz bir şubesi yoktur. Bulmuşken deneyin derim.



Yemeğin ardından türk kahvesi isteyin. Alışılmış türk kahvesinin aksine içine Hel yani kakule koydukları için çok farklı bir aroması var. Kahvenizi yudumlarken Dubai Mall'ın bahçesindeki ışıklı su gösterisini izleyebilirsiniz. 

Gösteri Burj Khalifa ile Dubai Mall'ın ortak bahçesinde büyük bir havuzda belirli saatlerde oluyor. Saatlerini Avm çalışanlarına sorabilirsiniz.

Gece Dubai Marina'yı görmenizi öneririm. Burası yapay bir kanal etrafına gökdelenler dikilerek oluşturulmuş kıyısında cafelerin ve özellikle Dubaili yerlilerin en sevdiği tütün mamülü olan Shisha yani nargilecilerin bulunduğu bir liman. Nargile sevenlerdenseniz Dubai'de mutlaka denemenizi öneririm. Çok farklı çeşitte ve enfes aromaları olan nargileler içebilirsiniz.

Dubai Marina Walk


Gece ilerledi deniz ve yol yorgunluğu da var. Artık herkes otellerine dönmeli. :)

2. gün ne mi yapacaksınız. E onu da 2. gün yazacağım.

Takipte kalın.

Sevgiler,
LuLu





14 Ocak 2016 Perşembe

İnsan alemde hissettiği müddetçe yaşar!

Selam Sevgili takipçiler,

Kar kış kıyamet de bitti. Havalar ısınmaya güneş bir görünüp bir kaybolmaya başladı. Siz de benim gibi güneş enerjisi ile çalışanlardansanız bu ara havalar tam kendinizi evden atmalık. Spor papuçlarınızı giyip, kulaklığınızı takıp, playlistinizde en sevdiğiniz şarkıları seçip, uzun uzun yürüyüşler yapmalık değil mi? E hadi o zaman.. 

"Peki aç aç mı yürüyeceğiz?" Dediğinizi duyar gibiyim. Yok canım :) Önce güzel bir kahvaltı yapacağız tabi ki. Nerede mi? E durun ayol söyleyeceğim onu da şimdi. :)

11 yıldır, Anadolu yakasında oturup, Avrupa yakasında yaşayan biri olarak iki yakam bir araya gelmedi a dostlarım. Bunun bana en büyük getirisi iki yakanın da tüm mekanlarına hakim olmam oldu. 

Haliyle kim nereyi önerdi, nereyi beğendi ise anında gidip test etme şansı buldum. 
Bugün yazacağım mekana bir arkadaşımın önerisi üzerine önce yemeğe sonra kahvaltıya gittim.

Yer Bebekteki Private Reason. Alışılmış lüks Bebek kafelerinin aksine country tarzı ile Londra'daki ara sokak kafelerini andıran sevimli aslında çayları ve kahveleri ile meşhur, gözlerden uzak sakin ve sıcacık bir mekan.

Siz de yürüyüş parkuru olarak Bebeği seçtiyseniz ve gününüzü güzel bir kahvaltı ve enfes kahveler ile taçlandırmak isterseniz buraya uğrayabilirsiniz.



Mekan, Bağarası sokakta hemen yokuş üzerinde 
daha açık ifade ile meşhur Bebek Badem Ezmecisi'nin solundaki yokuş üzerinde. Makarna ve salataları da gayet başarılı olsa da ben özellikle burada kahvaltı yapmaktan inanılmaz keyif aldım. Eğer iki kişi gidiyorsanız bir kahvaltı tabağı isteyebilirsiniz. Yanında sucuk ve menemen de alabilirsiniz. Sıcak simit ve kızarmış ekmek de kahvaltının bonusu. 






Kahvaltılıkların herhangi bir şarküteriden alınıp tabağa konduğu kahvaltıları sevmem. Yani eğer dışarıda bir yerde kahvaltı ediyorsam ve o kahvaltıyı yazmaya değer buluyorsam zeytinin Ayvalık'tan, peynirin Ezine'den, sucuğun kasaptan, balın Kars'tan geldiğini bilmeliyim. Aksi halde bunun evde yaptığımız kahvaltıdan ne farkı kalır?

İşte Private Reason'da bahsettiğim gibi bir kahvaltı tabağı getirtebilirsiniz. Fiyatı 29 TL ve iki kişinin doyabileceği büyüklükte.
İçerisinde kurutulmuş domates ezmesi, nutella, ev yapımı reçel, manda kaymağı, Kars balı, yayık tereyağı, kaşar, beyaz peynir, dil peyniri, eski kaşar, yeşil ve siyah zeytin, böğürtlen reçelli lor, domates, salatalık ve biber bulunuyor. 





Biz doymama ihtimalimize karşı bir de sucuk ve menemen istedik. Sucuk tam beklediğim gibi kasaptan az acılı. Menemen sanki az önce annem mutfakta hazırlayıp getirmiş gibi. Yanında da demli bir çay ki hep söylerim bir müessesenin kalitesi çayının ne kadar iyi olduğu ile doğru orantılıdır diye. Bu tezimi de burada da böylece bir kez daha doğrulamış oldum. 


Eğer siz benim gibi çaycı değilseniz hiç üzülmeyin. Çünkü Private Reason'un menüsünde lavantadan, güle vanilyadan portakala 27 farklı çeşit bitki çayı var. Bunlardan birini deneyebilirsiniz. Çay fiyatları da 10-13 TL arasında değişiyor. 



Şimdi gelelim kahvelere, bildiğimiz klasik kahvelerin dışında sizin damak tadınıza özel demleme kahveler yapabiliyorlar. Bu yüzden kahvaltınızı yaptıktan sonra dostlarınızla sohbet ederken lütfen servise yardımcı olan arkadaşlardan birini yanınıza çağırın ve ne tür bir kahve istediğinizi ona anlatın. Sizin için en uygun kahveyi demleyip servis ediyorlar. Kahve fiyatları 10-15 TL arasında.

Sakin huzurlu bir kahvaltıdan sonra midenizi ödüllendirdiniz. Şimdi bedeninizi ödüllendirme zamanı hadi bakalım takın kulaklıkları inin sahile, denizin kokusunu çekin içinize tüm kötü düşünceleri akıtın sahilden denize.. 

Yürüyün hür maviliğin bittiği son hadde kadar! İnsan alemde hissettiği (hayal ettiği) müddetçe yaşar! 

Sevgiler

LuLu :)









3 Ocak 2016 Pazar

Medeniyetler Şehri Hatay


Selamlar Sevgili Takipçiler,

Hep İstanbul yazıyorsun diyenler, Antep yazısını çok beğendik haftasonu için başka şehir önerileri yaz diyenler oldu. Sanırım birileri, kardan kıştan, İstanbul'un yaz gelince kabak çiçeği gibi açılıp, kış gelince müşteriye "of bu soğukta neden evinizde oturmuyorsunuz da buraya geliyorsunuz?" tafrası yapan mekanlarından sıkıldı.

Ne yalan söyliyeyim bende şöyle havanın 20'li derecelerde olduğu sıcak bir yerlere kaçmaya bakıyorum şu sıralar... Hazır havayolu şirketleri de kış kampanyalarında birbirleri ile yarışıyorken.

Kebapçılar, o zaman bu yazı size gelsin.

Gaziantep, her ne kadar Unesco tarafından gastronomi dalında koruma altına alınmış olsa da Türkiye'de Antep'le yarışır derecede iyi bir Hatay mutfağı gerçeği var. Yok sayılmasın Unesco, duy sesimi!

İstanbul'da iyi Hatay mutfağı deneyebileceğiniz yöresel restoranları Aksaray'da Horhor Caddesinde bulabilirsiniz. Ama ben memleketinde yemenizi tercih ettiğim için bu yazımda size Hatay'ı anlatacağım.

Öncelikle şu isim konusunu açıklığa kavuşturmak istiyorum. Bu ilimizin ismi Hatay ve Antakya olarak anılmakta ve çoğumuz tarafından şehrin, aynı anlama gelen iki isminin olduğu zannedilmektedir. 1.52 milyon nüfusa sahip ilimizin ismi Hatay'dır efendim. Antakya ise Hatay'ın M.Ö. 300'de kurulan ilk ve en büyük ilçesidir. Bu konuda bir anlaşalım :)

Bu şehrin yemeklerinin dışında insanı cezbeden başka bir yönü de kültürel yapısının zenginliğidir.
Jeopolitik konumu itibariyle tarih boyunca çeşitli inançlardan birçok millete ev sahipliği yapmış şehirde halen, İslam, Hristiyan ve Musevi inancını benimsemiş insanlar iç içe yaşamakta cami, kilise ve havra yan yana varlıklarını ve işlevlerini sürdürmektedir. Bu ortak kültürde, inanç farklılıklarına sahip insanların nasıl barış ve huzur içerisinde o şehirde yaşadığına tanıklık edebilirsiniz. Bu muazzam kardeşlik iklimi, şehrin tamamına ve şehirlilerin fıtratına sirayet etmiş durumda zaten.


Gelelim Hatay'da neler yiyeceğinize...


Valizinizde yer varsa beni de alır mısınız ya? Ne çok severim Hatay'ı. Yazarken farkettim ki uzun çarşısını, kırma zeytinini, farklı medeniyetlerden birlikte huzur içerisinde yaşayan kavruk tenli halkını, tarihi dokusunu, tozlu sokaklarını, Asi nehrini, havasını, suyunu çok özlemişim.

Hatay mutfağının büyük ölçüde Arap mutfağından etkilendiğini biliyoruz. Fakat bence Hatay yemeklerini bu kadar lezzetli kılan yemeklerin yapımında kullanılan zeytinyağı ve nar ekşisidir.

Bu bölgelerde nar ekşisi yörenin kadınları tarafından pekmez şeklinde kaynatılarak yapılmaktadır. Bu güne kadar tattığım en güzel nar ekşisini Hatay'da uzun çarşıdan almıştım.



Yandaki fotoğrafta görebileceğiniz üzere Hatay'da en iyi yöresel yemekleri tadabileceğiniz yer Svyka Restoran.

Mekan Uzun Çarşısının ilerisinde Kurtuluş Caddesi üzerindedir. Havra ile bitişiktir. Hem dokusu hem kokusu itibariyle gözünüze ve damağınıza hitap edecek şahane bir restorandır. Akşamları müzikte oluyordu bir değişiklik olmadıysa. 



Sveyka Restorana gidip tepsi kebabı, oruk, muammara, fettuş, tebbule  yiyebilirsiniz. Halep Kebabı ve Tepsi Kebabı şahane. Çalışanları çok güleryüzlü ve canayakın. Servis çok hızlı. Zaten yemekleri görünce kendinizi kaybedeceğiniz için diğer detaylara çok da fazla takılmayacaksınız.






Bugüne dek, Türkiye sınırları içerisinde yediğim en iyi mezeler bu restorana aitti. Ve eminim bunlar hep o teyzelerin evlerinde kaynattıkları nar ekşileri yüzündendi. :)

Yemekten sonra en bayıldığım kaçak çay faslına geçtik.
Gelen şahane çayı yudumlarken garson arkadaşa

"Bu kaçak çay hangi marka?" Diye sordum.
Garson fena halde panik "Yok efendim bizde kaçak olmaz." Dedi.
Bildiğin kaçak çay işte. Rengi zifte dönük, tadı damak burkuyor. Kimi kandırıyorsun sen hemşerim? İnanmadım tabi.

"Yaa çok üzüldüm. Bende kaçak çay satın almak istiyordum. Sizinki baya iyiymiş hangi marka diye soracaktım" Dedim. Garson beycimde çıt yok. 10 dk geçmedi elinde bir kutuyla yanıma geldi.
"Biz bu markayı kullanıyoruz efendim. Uzun çarşıda bulabilirsiniz." :))

Merak edenlere yazıyorum. Markası LAYALINA efendim. Halis mulis kaçak çay. Uzunçarşıda bulabilirsiniz. :)

Svyka'da miğdenizi şenlendirdikten sonra yaklaşık 200 m uzaklıktaki Habib-i Neccar Camii'ni ziyaret edebilirsiniz. Camiiye adını veren Habib-i Neccar'ın Yasin Suresinde geçen hikayesini merak edenleriniz varsa mutlaka ziyaret edip aynı zamanda içerisinde bulunan türbesine bir Fatiha okuyabilir.

Biliyorum sabırsızlıkla bekliyorsunuz tatlı kısmına ne zaman geleceğimi :) Hatay'a gitmişken tabi ki en iyi künefe yiyebileceğiniz yeri söyleyeceğim.

Hatay'ın meşhur Uzunçarşı'sına uğrayınız. Oradaki yöresel satıcılardan bilhassa nar ekşisi, kırma zeytin, zeytinyağı, zahter, safran, kaçak çay, kırmızı biber, sumak, defne sabunu almanızı öneriyorum. İnanın başka şehirlerde benzerlerini dahi bulamayacaksınız.



Uzunçarşı içerisinde kime sorsanız tarif edecektir meşhur Yusuf Usta Çınaraltı künefeyi. Yusuf Usta ve oğulları tarafından işletilen Cami avlusu içerisinde minicik salaş, tahta sandalyeleri olan bir dükkan burası. Belli ki, sanayileşmeyi büyük ve şaşalı bir dükkana geçip hatta franchising vererek başka şehirlere kargo ile künefe gönderip servet sahibi olmayı tercih etmemiş Yusuf Usta ve oğulları. Dükkanında bizlere gösterdiği samimiyeti kaybetmek istememiş.

Çarşı içerisindeki Çınaraltı'da yiyip yiyebileceğiniz en iyi künefeyi lüpletebilirsiniz. Size başka başka yerler önerenler olacaktır. İtibar etmeyiniz. Fakat akşam çok geç saate kalmayın  künefe tepsisi bitince dükkanı kapatıyorlar Yusuf Usta'nın oğulları.


Daha sonra şehrin hikayelere, dizilere konu olan meşhur Asi Nehri'nin kıyısında bir gezintiye çıkabilirsiniz. Nehir kenarındaki sokak satıcılarından sahlep alıp yudumlarken gökyüzüne bakın. Böyle şehirlerde göğün ne kadar uçsuz bucaksız olduğuna şahit olacaksınız. Hem sahlepin hem de göğe bakmanın tam mevsimidir. Size de iyi gelecektir.:)

Asi nehri bilmeyenleriniz var ise Lübnan'da doğup Hatay'dan Akdeniz'e dökülen güneyden kuzeye yani ters yöne akan tek nehirdir. Bu sebeple adı Asi'dir. Evliya Çelebi'nin seyahatnamesine de konu olmuştur.

Hatay'da kalacaksanız, yine şehir merkezine yakın olan, Hatay Arkeoloji Müzesini, Saint Pier Kilisesini, Aziz Pavlus Ortadoks Kilisesini de mutlaka görmenizi öneririm.

Evet Sevgili Takipçiler, bir yazının daha sonuna geldik. Bazı şehirler bende, sanki daha önce köklerim oraya bağlıymış da ilk görüşte hatıralarım canlanmış hissi uyandırır. Ve hep özlerim o şehirleri... Hatay'da bunlardan biriydi. Umarım siz de seversiniz.

Aman alınan kalorilere dikkat. Egzersizleri ihmal etmiyoruz.:)

Şimdiden gideceklere afiyet olsun. Benden de Hatay'a selam olsun.

Sevgiler
Lulu