3 Ocak 2016 Pazar

Medeniyetler Şehri Hatay


Selamlar Sevgili Takipçiler,

Hep İstanbul yazıyorsun diyenler, Antep yazısını çok beğendik haftasonu için başka şehir önerileri yaz diyenler oldu. Sanırım birileri, kardan kıştan, İstanbul'un yaz gelince kabak çiçeği gibi açılıp, kış gelince müşteriye "of bu soğukta neden evinizde oturmuyorsunuz da buraya geliyorsunuz?" tafrası yapan mekanlarından sıkıldı.

Ne yalan söyliyeyim bende şöyle havanın 20'li derecelerde olduğu sıcak bir yerlere kaçmaya bakıyorum şu sıralar... Hazır havayolu şirketleri de kış kampanyalarında birbirleri ile yarışıyorken.

Kebapçılar, o zaman bu yazı size gelsin.

Gaziantep, her ne kadar Unesco tarafından gastronomi dalında koruma altına alınmış olsa da Türkiye'de Antep'le yarışır derecede iyi bir Hatay mutfağı gerçeği var. Yok sayılmasın Unesco, duy sesimi!

İstanbul'da iyi Hatay mutfağı deneyebileceğiniz yöresel restoranları Aksaray'da Horhor Caddesinde bulabilirsiniz. Ama ben memleketinde yemenizi tercih ettiğim için bu yazımda size Hatay'ı anlatacağım.

Öncelikle şu isim konusunu açıklığa kavuşturmak istiyorum. Bu ilimizin ismi Hatay ve Antakya olarak anılmakta ve çoğumuz tarafından şehrin, aynı anlama gelen iki isminin olduğu zannedilmektedir. 1.52 milyon nüfusa sahip ilimizin ismi Hatay'dır efendim. Antakya ise Hatay'ın M.Ö. 300'de kurulan ilk ve en büyük ilçesidir. Bu konuda bir anlaşalım :)

Bu şehrin yemeklerinin dışında insanı cezbeden başka bir yönü de kültürel yapısının zenginliğidir.
Jeopolitik konumu itibariyle tarih boyunca çeşitli inançlardan birçok millete ev sahipliği yapmış şehirde halen, İslam, Hristiyan ve Musevi inancını benimsemiş insanlar iç içe yaşamakta cami, kilise ve havra yan yana varlıklarını ve işlevlerini sürdürmektedir. Bu ortak kültürde, inanç farklılıklarına sahip insanların nasıl barış ve huzur içerisinde o şehirde yaşadığına tanıklık edebilirsiniz. Bu muazzam kardeşlik iklimi, şehrin tamamına ve şehirlilerin fıtratına sirayet etmiş durumda zaten.


Gelelim Hatay'da neler yiyeceğinize...


Valizinizde yer varsa beni de alır mısınız ya? Ne çok severim Hatay'ı. Yazarken farkettim ki uzun çarşısını, kırma zeytinini, farklı medeniyetlerden birlikte huzur içerisinde yaşayan kavruk tenli halkını, tarihi dokusunu, tozlu sokaklarını, Asi nehrini, havasını, suyunu çok özlemişim.

Hatay mutfağının büyük ölçüde Arap mutfağından etkilendiğini biliyoruz. Fakat bence Hatay yemeklerini bu kadar lezzetli kılan yemeklerin yapımında kullanılan zeytinyağı ve nar ekşisidir.

Bu bölgelerde nar ekşisi yörenin kadınları tarafından pekmez şeklinde kaynatılarak yapılmaktadır. Bu güne kadar tattığım en güzel nar ekşisini Hatay'da uzun çarşıdan almıştım.



Yandaki fotoğrafta görebileceğiniz üzere Hatay'da en iyi yöresel yemekleri tadabileceğiniz yer Svyka Restoran.

Mekan Uzun Çarşısının ilerisinde Kurtuluş Caddesi üzerindedir. Havra ile bitişiktir. Hem dokusu hem kokusu itibariyle gözünüze ve damağınıza hitap edecek şahane bir restorandır. Akşamları müzikte oluyordu bir değişiklik olmadıysa. 



Sveyka Restorana gidip tepsi kebabı, oruk, muammara, fettuş, tebbule  yiyebilirsiniz. Halep Kebabı ve Tepsi Kebabı şahane. Çalışanları çok güleryüzlü ve canayakın. Servis çok hızlı. Zaten yemekleri görünce kendinizi kaybedeceğiniz için diğer detaylara çok da fazla takılmayacaksınız.






Bugüne dek, Türkiye sınırları içerisinde yediğim en iyi mezeler bu restorana aitti. Ve eminim bunlar hep o teyzelerin evlerinde kaynattıkları nar ekşileri yüzündendi. :)

Yemekten sonra en bayıldığım kaçak çay faslına geçtik.
Gelen şahane çayı yudumlarken garson arkadaşa

"Bu kaçak çay hangi marka?" Diye sordum.
Garson fena halde panik "Yok efendim bizde kaçak olmaz." Dedi.
Bildiğin kaçak çay işte. Rengi zifte dönük, tadı damak burkuyor. Kimi kandırıyorsun sen hemşerim? İnanmadım tabi.

"Yaa çok üzüldüm. Bende kaçak çay satın almak istiyordum. Sizinki baya iyiymiş hangi marka diye soracaktım" Dedim. Garson beycimde çıt yok. 10 dk geçmedi elinde bir kutuyla yanıma geldi.
"Biz bu markayı kullanıyoruz efendim. Uzun çarşıda bulabilirsiniz." :))

Merak edenlere yazıyorum. Markası LAYALINA efendim. Halis mulis kaçak çay. Uzunçarşıda bulabilirsiniz. :)

Svyka'da miğdenizi şenlendirdikten sonra yaklaşık 200 m uzaklıktaki Habib-i Neccar Camii'ni ziyaret edebilirsiniz. Camiiye adını veren Habib-i Neccar'ın Yasin Suresinde geçen hikayesini merak edenleriniz varsa mutlaka ziyaret edip aynı zamanda içerisinde bulunan türbesine bir Fatiha okuyabilir.

Biliyorum sabırsızlıkla bekliyorsunuz tatlı kısmına ne zaman geleceğimi :) Hatay'a gitmişken tabi ki en iyi künefe yiyebileceğiniz yeri söyleyeceğim.

Hatay'ın meşhur Uzunçarşı'sına uğrayınız. Oradaki yöresel satıcılardan bilhassa nar ekşisi, kırma zeytin, zeytinyağı, zahter, safran, kaçak çay, kırmızı biber, sumak, defne sabunu almanızı öneriyorum. İnanın başka şehirlerde benzerlerini dahi bulamayacaksınız.



Uzunçarşı içerisinde kime sorsanız tarif edecektir meşhur Yusuf Usta Çınaraltı künefeyi. Yusuf Usta ve oğulları tarafından işletilen Cami avlusu içerisinde minicik salaş, tahta sandalyeleri olan bir dükkan burası. Belli ki, sanayileşmeyi büyük ve şaşalı bir dükkana geçip hatta franchising vererek başka şehirlere kargo ile künefe gönderip servet sahibi olmayı tercih etmemiş Yusuf Usta ve oğulları. Dükkanında bizlere gösterdiği samimiyeti kaybetmek istememiş.

Çarşı içerisindeki Çınaraltı'da yiyip yiyebileceğiniz en iyi künefeyi lüpletebilirsiniz. Size başka başka yerler önerenler olacaktır. İtibar etmeyiniz. Fakat akşam çok geç saate kalmayın  künefe tepsisi bitince dükkanı kapatıyorlar Yusuf Usta'nın oğulları.


Daha sonra şehrin hikayelere, dizilere konu olan meşhur Asi Nehri'nin kıyısında bir gezintiye çıkabilirsiniz. Nehir kenarındaki sokak satıcılarından sahlep alıp yudumlarken gökyüzüne bakın. Böyle şehirlerde göğün ne kadar uçsuz bucaksız olduğuna şahit olacaksınız. Hem sahlepin hem de göğe bakmanın tam mevsimidir. Size de iyi gelecektir.:)

Asi nehri bilmeyenleriniz var ise Lübnan'da doğup Hatay'dan Akdeniz'e dökülen güneyden kuzeye yani ters yöne akan tek nehirdir. Bu sebeple adı Asi'dir. Evliya Çelebi'nin seyahatnamesine de konu olmuştur.

Hatay'da kalacaksanız, yine şehir merkezine yakın olan, Hatay Arkeoloji Müzesini, Saint Pier Kilisesini, Aziz Pavlus Ortadoks Kilisesini de mutlaka görmenizi öneririm.

Evet Sevgili Takipçiler, bir yazının daha sonuna geldik. Bazı şehirler bende, sanki daha önce köklerim oraya bağlıymış da ilk görüşte hatıralarım canlanmış hissi uyandırır. Ve hep özlerim o şehirleri... Hatay'da bunlardan biriydi. Umarım siz de seversiniz.

Aman alınan kalorilere dikkat. Egzersizleri ihmal etmiyoruz.:)

Şimdiden gideceklere afiyet olsun. Benden de Hatay'a selam olsun.

Sevgiler
Lulu





1 yorum: