5 Şubat 2016 Cuma

İbrahim Tatlıses şarkıları mı daha acıdır Adana kebap mı yoksa hayat mı?

Selam Sevgili Takipçiler,

Görüşmeyeli herşey yolunda mı? Ben bi ufak hastalık atlattım size yazmayalı. Soğuk havalar beni de vurdu. Normalde oldukça kuvvetli bir bünyem vardır. Kolay kolay grip bile olmam ama demek ki bağışıklık sistemim çökmüş. Mavi ekrana düşüverdim birden. İşte bunlar hep diyet. Gerçekten bir dirhem et bin ayıp örtüyor dostlarım, ne zaman ki bu zayıflama işine niyet ettim kendimi gripten kurtaramaz oldum. Neyse ki atlattım ve koşturmalı hayatıma geri döndüm.

Bugün size Anadolu yakasında bir güzel kebapçı yazacağım.
Eğer sürekli aynı yerlere gitmekten sıkıldıysanız atlayın bir vapura geçin Anadolu yakasına, Anadolu yakasında bir güzel semte.. Beylerbeyi'ne.

Eski tarihi dokusunu bugün büyük ölçüde yitirmiş olsa da Haldun Taner bir yazısında Beylerbeyini; "Teşrifat meraklısı, beyzade takımının oturduğu bir kibar semt" olarak anlatmıştır. Tevekkeli adını bu özelliğinden almaktadır.

Anadolu yakasında kebap yenebilecek birkaç iyi yerden biridir Beylerbeyi Tike. Lokasyon olarak Beylerbeyi iskelesine sırtınızı verip sağ tarafa yürüdüğünüzde solda bulunmaktadır.

Nedir Tike'nin diğer kebapçılardan farkı? 
Eğer yazın gidecekseniz bulunduğu sokak size kendinizi Alaçatı'da hissettirecektir. Sokağın sağına soluna atılan masalar, rengarenk ortancalar içerisinde huzur bulursunuz. Kışın gidiyorsanız çiçek böcek göremezsiniz ama yine iyi ısıtmaların bulunduğu balkonunda  sıcacık kebabınızı yiyebilir sigaranızı/puronuzu/içkinizi içebilirsiniz.

Çalışanları inanılmaz güleryüzlüdür, yiyecek seçimi konusunda oldukça yardımcıdır. Fiyatları diğer kebapçılara kıyasla oldukça makuldur. Ortalama 50-60 TL'ye mezeniz, çiğ köfteniz, ara sıcaklarınız, kebabınız, tatlınızı yer kalkarsınız. İstanbul'da bu kalitede yemeği bu fiyata yemek biraz zor malum.


Ve son olarak Tike'nin en önemli ayırt edici özelliği müzikleri. Bulunduğunuz mekanda çalan müzik sizin için önemli midir bilmem? Benim için oranın müdavimi olmanın ön koşuludur. Bu konuda İstanbul'da bir kaç mekanı tek geçerim ki biri de Tike'dir. 45'liklerden, İbrahim Tatlıses'e, Orhan Gencebay'dan, Birsen Tezer'e, Ebru Gündeş'ten, Sezen Aksu'ya çok geniş ve güncel bir repertuarları bulunuyor. Acılı şalgamın yanına vuruyorsunuz İbo'yu, sonra iskeleden sallıyorsunuz kendinizi boğazın serin sularına..

Şaka şaka abartmıyoruz. Gülüp eğlenip olaysız dağılıyoruz. Anlaştık mı?



Peki ne yiyoruz?


Masaya oturur oturmaz bir tablet göreceksiniz, tablette tüm menü fotoğraflı olarak var. Aman canım ne menüsü ya? Bi de okuyorsunuz ciddi ciddi. Kebapçıda menüye mi bakılır?
Mezeleri siz söylemeden masaya dizmeye başlıyorlar.

Ama siz yine de bilin ve teyit edin. Hayırlı salata, mütebbel, taze kekikli salata, kabak çitme, tahin salata, közde soğan ve sarımsağın masada olduğundan emin olun.

Sıcacık pofidik yufkaya tereyağı ve tulumu sarıp yerken kendinizden geçmeyin sakın. Çünkü devam ediyoruz. Semsek ve fındık lahmacun geliyor.
Çiğ köftesi biraz acı olmakla beraber şahane lezzetli.

Tike'de her türlü kebaba kefilim yalnız ben bu kadar mezeden sonra genelde Adana tercih ediyorum görece daha hafif diye.



Eğer severseniz tavuk kebabı da şahane. Belki her ikisini karışık yaptırabilirsiniz. Kalabalıksanız karışık kebap en ideali. Kebaba geçmeden müzikler de kıvamına gelmiş oluyor. Saat 22:00'den sonra benim repertuar çalmaya başlıyor. Eğer garsonla aranızı iyi tutarsanız daha erkene de çekebilirsiniz bu saati. :)


Yedikleriniz yeterince acılı değilmiş gibi alttan İbrahim Tatlıses yanık yanık bağırmaya başlıyor ufaktan. Şimdi sakin olun ve o bıçağı yavaşça yere bırakın. Zira hayat maalesef fazlaca acıtır ve o bilekler size daha çok lazımdır..


Kebaplar bitip acının ve sohbetin dibine vurduysak çaylar gelsin. Çayı iyi olan müesseselerden biri Tike. O yüzden fondip. :)




E tatlı yemeyecek miyiz? İnanır mısınız tatlılar da bir o kadar şahane. Özellikle dondurmalı irmik helvasını bu kadar iyi çok nadir yerde yersiniz. Ben genellikle irmikle ayva tatlısı arasında kararsız kaldığım için her ikisini birden sipariş veriyorum. Masada yiyecek birileri mutlaka oluyor. E benim arkadaşlarımdan başka ne beklenir? Laf aramızda iştahsız insanı hiç sevmem. Yemeğin hakkını veremeyenle aynı masaya oturmaktan imtina ederim. Sağolsunlar benimkiler de benle yarışır. Her kebapçı sonrası yol kenarında pusuda bekleyen radar arabaları gibi yan yatıyoruz. Olsundu. Tatlılar gelsindi.



Evet sevgili dostlar, yine iyi yedik. İçimize sinmedi paylaştık. Beylerbeyi'ndeki Tike'ye yolunuz düşerse hem gözünüzün hem gönlünüzün doyacağı keyifli bir akşam geçirmek isterseniz güzel et yemek isterseniz diyedir bu paylaşım. Yoksa hayatın hem İbrahim Tatlıses şarkılarından, hem acılı şalgamdan hem Adana kebaptan çok daha acı olduğunu hepimiz biliyoruz. Çok acı bir biberi ısırdığımızda ağzımız yanar ve hemen arkasından ya su içer ya da tatlı birşey yeriz ya, bunu neden yaparız? Acının şiddetini dağıtmak için. Hayatı da bazen böyle yapmak lazım.

Siz siz olun, acınızı dağıtamayacak insanlarla aynı masaya oturmayın, kendinize iyi bakın, önce gözünüzü sonra gönlünüzü doyurun, doyurun ki açlığınızla birbirinizi yemeyin. Hayattan keyif alın. Yaşadığınız her anın tadını çıkarın. Anılarınıza yatırım yapın. Anılar ki, bir gün herşey elinizden gitse bile sizi hayata bağlamaya yarayacaklar.

Keyif alacağınız günler geçirmenizi dilerim.

Sevgiler
LuLu

















Hiç yorum yok:

Yorum Gönder