Selam Sevgili Takipçiler,
Uzuuuunca bir aradan sonra yazılarıma devam etmeye karar verdim. Benim için oldukça yoğun bir dönemdi. Elbette yemeden içmeden geri kalmadım. Sizler için bol bol araştırmaya, not almaya, yeni yerler keşfetmeye devam ettim. Şimdi kaldığımız yerden devam.
Malumunuz, 2015'in son haftasındayız. Sizler de benim gibi yılın son günlerinde kendini hesaba çekenlerden misiniz? Ben bir defter tutuyorum her yıl. Defterlere olan merakımı bilen bilir. Her yılın son haftası defterin son sayfasına o yılın bilançosunu yazıp kapıyorum. Ve imha ediyorum. Çünkü neden? Yeni yılda yeni şeyler söylemek lazım :) Şimdi o deftere not aldıklarımın, eğlenceli satır aralarından şöyle ortaya karışık öneriler yapayım diyorum. Ne dersiniz?
Bu yılın 8 ayı sıkı diyet yaparak geçti bende, Totalde 14.6 kg verdim bu süreçte. İnanılmaz keyifli bir zayıflama dönemi geçirdim. Çok sevdiğim giysilerimi artık giyemiyor olmam dışında hiçbir sıkıntı yaşamadım :(
Tabi 2016'da da diyete devam :)
Öneri 1: Dünyanın en tatlı, en pamuk diyetisyeni ile çalıştım. Adı Seçil Kenar, yeri Nişantaşı'nda numarası 0532 601 48 22. Bir insan hiç yorulmadan, aç kalmadan, psikolojisi bozulmadan, yüzü gözü çökmeden, sarkmadan, yaptığı tüm kaçamakları bir bir dökülebileceği kadar rahat nasıl diyet yapar diyorsanız Seçil Hanımla çalışmalısınız.
2015'de ne yemişim diye sorduğumda elbette işin içinden çıkılabilir gibi yememişim yine :)
Öneri 2: Yiyecek - İçecek kategorisinde aklımda kalanlar;
Sosa -Kinoalı Tavuk Salata (Diyetteydik malum. Ama hem doyurucu hem de çok lezzetliydi. Her mevsim bulabilirsiniz. Kanyon, Zorlu, Nişantaşı Citysde şubeleri bulunuyor Sosa'nın.)
Kavacık Defne Cafe - Sakızlı ev muhallebisi (Sipariş üzerine yapıyorlar gitmeden bir gün önce arayıp ısmarlamanız gerek. Telefonu 0216 413 62 46)
Carluccio's - Balkabaklı mascarponelli tortellini (Bir çok şubesi var fakat bence en iyisini Kanyon yapıyor. Mart ayına kadar bulabilirsiniz.)
Arnavutköy Akıntıburnu - Balık kokoreç (Bence balık kokoreçi Arnavutköy balıkçılarının arasında en iyi Akıntıburnu yapıyor. Özellikle acı sevenlerdenseniz mutlaka denemelisiniz. Her mevsim menüde)
Gaziantep Bayazhan Restoran - Sarma Beyti (Çok güzel. Öyle böyle güzel değil. Yazarken bile Antep'e uçak bileti baktım. Bunun için gidilir. Hayat bir gündür o da bugündür yahu)
Muğla yolu üzerinde Yeşim Hanım'ın Kayseri Mutfağı - Yağlama (Bir Kayserili olarak memleketimde dahi bu kadar iyisini yemedim. Şahanedir Yeşim ablanın yemekleri. Giden olursa selamımı söylesin.)
Tarabya Gülizar Ev yemekleri - Hünkar Beğendi (Buranın da bir sahibesi var ki, tanısanız yemekten ziyade sohbetine gidersiniz her gün. Bal Ecem'in her gün farklı oluyor menüleri. Facebooktan takip edebilirsiniz.)
Bebek Mangerie - Beyaz çikolatalı brownie (Ben bunu yemeden önce Emirgan'dan Bebeğe yürüyorum yalnız. Öyle bir kalori ve böyle bir lezzet yok.)
Santorini Pelekanos - Greek Salata (Santorini'nin tüm yüz ölçümüne aşık oldum ayrı. Ama hem lezzetli yemek yemek hem de manzarasını izlemek istiyorsanız bu restoran Oia köyünde.)
Yalova Zindan Restoran - Kuşbaşılı Pide (Doğayla başbaşa, kuş cıvıltılarının içerisinde salaş, armutlara yayıldığınız, şehrin gürültüsünden uzaklaştığınız e bi de üzerine şahane pide yediğiniz bir mekan. O yol üzerinden geçenlerdenseniz yaz aylarında uğramanızı tavsiye ederim.)
Starbucks - Lemon Vanilla Frappucino (Bana bu yaz nerede rastlasanız ayağımda şipidik sandaletlerim, elimde bu içecekle görebilirdiniz. Starbucks'un bazı içecekleri gibi mevsimlik çıkıyor. İyi ki ve neyseki :) Yazın yine geleceğini umut ederek severek ayrıldık birbirimizden. Benim için her yaz yazlıkta buluşulan gurbetçi sevgili kadar kıymetliydi oysa ki :))
Yiyecek içecek faslı bittiyse biraz kozmetik konuşalım mı?
Bu yıl en çok neye para harcamışım diye kendimi hesaba çektiğimde yine geleneği bozmadığımı fark ettim ve bu istikrarlı duruşumu tebrik ettim. Elbette en çok kozmetiğe para harcamışım :(
Erkeklerin de okuyabileceğini düşündüğüm için sözü fazla uzatmayacağım.
Yine sayısını bilmediğim kadar ürün denedim ve doğruyu buldum. (Tüm seçenekleri denemeden karar vermemek bende hayat tarzıysa demek.) Her ihtimale karşı yıllardır kullandığım ve memnun kaldığım ürünleri de yazıyorum.
Öneri: 3
Yılın Rimeli: Benefit They're Real
Yılın Pudrası: Chanel no:60
Yılın Parlama giderici ve gözenek kapatıcısı: Benefit Porefessionel serisinden yeşil ambalajlı olanı
Yılın Allığı: Benefit Benetint
Yılın Ruju: Golden Rose Velvet Matte No: 12
Yılın Kaş Kalemi: Bobi Brown Perfectly Defined (Kalem kullanamıyorsanız far olarak chanel le sourcil kaş farı)
Yılın Ojesi: RIMMEL 514 When I Grow Up
Yılın Cilt aydınlatıcısı: MAC strobe cream hydratant lumineux
Yılın göz kalemi: Sephora 05 Mystic Purple (vazgeçilmezim)
Yılın eyelineri: Benefit They're Real push-up liner
Yılın Parfümü: Bayanda Gucci Bamboo - Hugo Boss Mavıe
Öneri 4: Yılın en iyi hizmeti telefonlarınıza da aplikasyon olarak rahatlıkla indirebileceğiniz Bitaksi ve yılın son çeyreğine yetişen KapGel oldu.
BiTaksi ile yıl boyu hem konforlu hem güvenli hem de inanılmaz zarif taksi şöförleri ile seyahat ettim. Şehrin neresinde olursam olayım yağmurda, karda bir tıkla ayağıma geldiler. Sürekli kampanyalar yaptılar. Sıkı bir bitaksi kullanıcısı olarak teşekkürü borç bilirim. Onlar olmasa 2015'te bu kadar çok yer gezemezdim :)
Gelelim Kapgel'e. Böyle bir konfor olamaz Zara'dan etek beğendiyseniz ve o an olduğunuz mağazada yoksa isteyin ayağınıza getirsinler. Ya da canınız kahve mi istedi? Hop Starbucks Chai Tea Latte kapınızda. Şahane hizmetler bunlar. Devamını bekleriz efendim.
Öneri 5: Yılın otellerine gelince, bu yıl manzarasına ve dekoruna aşık olduğum, inanılmaz huzur bulduğum iki otel oldu. Biri Ürgüp'teki Mithra Cave, diğeri ise Gaziantep'teki Tepebaşı Konakları. Her ikisinde de gündüz gökyüzünü seyretmeyi gece şömine başında uyumayı çok sevdim. Sizde sevin diye buraya bırakıyorum.
Öneri 6: Yılın Filmine gelince, elbette bu yıl sayısını hatırlamadığım kadar çok film gördüm ama daha geçen hafta izlediğim ve etkisinden hala kurtulamadığım Delibal'ı Türk filmleri kategorisinde ayrı bir yere koyacağım. İzlerken "böyle aşk mı olur ya? Hadi ordan!" diyorsunuz. Ama aslında gerçek aşkın nasıl bıçak sırtı, nasıl ateşten gömlek ve nasıl her yiğidin harcı olmayan bir kavram olduğunu düşündürüyor. Mutlaka izleyin vizyondayken.
Öneri 7: Yılın En İyi Etkinliği: Ekim ayında Haydarpaşa garında yapılan "İstanbul Coffee Fest". Ben böyle güzel kahveyi bir arada görmedim. Siz de 2016'da mutlaka görün.
Öneri 8: Bu yıl en çok sevdiğim, hiç yanımdan ayırmadığım ürünler, güzel kelimeler dükkanının ürettiği benim de en sevdiğim kelimelerin yazdığı Hissikablel-vuku bardağı ve Namütenahi yazan defteri. www.guzelkelimelerdukkani.com
Öneri 9: Çok iyi bir TV izleyicisi olduğum söylenemez ama yılın dizisinden bahsetmem gerekirse, ATV'de bu dönem başlayan Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz'ı önerebilirim. Kadrosu itibariyle bir mafya dizisi olarak algılansa da aile kavramını da naif bi şekilde işleyen iyi bir senaryo olmuş. Oyuncular, Prodüksiyon gayet başarılı.
Öneri 10: Yılın şarkısını yazarken baya zorlandım. Gözümü kapadım playlistimden bir şarkıya rastgele dokundum. (Playlist 2015 şarkılarından oluşuyordu yanlış anlaşılma olmasın :)) Çalanı yazıyorum. Mabel Matiz - Bir Hadise Var :)
Elbette çok hadise oldu 2015'te.. İyi şeyleri gülümseyerek, kötü şeyleri bir daha yaşamamayı dileyerek anıyorum hep. Çünkü başımıza gelen hiçbir iyi şeyi "bu neden benim başıma geldi?"diyerek sorgulamıyorsak, kötü şeyleri de sorgulamamalıyız. Olanı, olduğu gibi, içinde bir hayır gizli olduğunu bilerek kabul etmeli, şükretmeliyiz.
Benim için yine çok eğlenceli, verimli, bol keşifli bir yıl oldu. Bir sürü yeni insan tanıdım. Bir sürü yeni hayata dokundum. Adımın önüne hayalimde bile olmayan bir ünvan eklendi. Yolum değişti. Sabrederek beklediğim her şey gelip beni buldu. Sağlıklı, huzurlu, sevdiklerimle mutlu bir yıl geçirdim. Bol bol yürüyüş yaptım. Bedenimi dinledim, ona iyi baktım. Uzun tatiller yaptım. Güzel yerler gördüm.
Bir sürü faydalı şey okudum. (Kitap önermedim zira okuduklarım hep akademik kaynaklardı.) Telafisi mümkün olmayan hatalar yapmadım. Bilerek kimseyi üzmedim. Kırıldığım, darıldığım herkesi ardımda bıraktım. Affettim. Kendime yük etmedim. Unuttum, neye kırıldığımı bile. Hepsi için iyilik diledim. Koşulsuz sevgiye inanmaktan vazgeçmedim.
Hepsi için binlerce kez şükrettim.
Yeni gelen yıldan da standarttan ayırmamasını diledim.
Ülkemde ve dünyada bir sürü kötü şey oldu. Hep oldu. Hep de olacak. Elimden gelenin en iyisi olduğunu bildiğimden hep dua ettim. 2016'da daha adil bir Türkiye'de daha az can kaybı ile yaşamayı diledim.
Umarım sizin bilanço da en az benimki kadar yüz güldürüyordur. 2016 sizlere gönlünüzden geçenleri getirsin. Kayıpsız, kazasız, belasız geçsin. Bu yıl eksiğiniz ne ise tamamlansın dilerim.
Sevgiler
LuLu
27 Aralık 2015 Pazar
6 Ağustos 2015 Perşembe
Bu hafta sonu Antep'i görelim mi?
Nasılsınız? İyisiniz İnşallah Sevgili takipçiler?
Bakın haftanın sonuna yaklaştık bile. Ben demedim mi size Pazartesi biter hafta biter diye :)
Bugün sizlere Dubai'de enfes bir Lübnan mutfağı yazacaktım. Fakat aranızda benim gibi kebap bulduğu yere uçak bileti alanlar varsa diye havalar biraz daha serinledikten sonra Dubai'yi yazmaya karar verdim.
Gezelim görelim köşesinde size son yıllarda hafta sonu kaçamakçılarının uğrak şehri Antep'i anlatacağım. Antep, Türkiye'de en sevdiğim şehirlerden biri. Eğer tenasüh diye bir şey varsa, benim köklerim kesin oralara bir yerlere bağlı diye düşünüyorum bazen. Neden mi? E çünkü yemekleri güzel. :) Bir de hamamları var ama onun konumuzla ilgisi yok. Ben sıcak sevmiyorum.
Siz de hafta sonu kaçamağı yapmak isterseniz diye iki gün Antep'te neler yapılır yazacağım. Bugünden yazıyorum ki hafta sonu organizasyonuna yardımcı olsun. İstanbul'da kalanlar için de kahvaltı mekanları yazacağım Cuma günü.
Uçaktan iner inmez Orkide Pastanesi'ne gidiyoruz kahvaltı için. Yöresel Antep kahvaltısı istiyoruz ama gelenlerle karnımızı çok doyurmuyoruz anlaştık mı?
Orkide Pastanesi |
Fotoğrafta gördüğünüz üzere, Antep'te hası tek kat baklava hamurundan yapılıyor. Ve o kadar hafif ki Antepliler katmeri kahvaltıda yiyor yanında da süt içiyor.
Orkide pastanesi ayrıca Türkiye'nin her yerine kargo da yapıyor.
Kahvaltıdan sonra, Zeugma Mozaik Müzesine gidiyoruz. MÖ 300'de Büyük İskender tarafından kurulan Zeugma Antik Kentindeki kazılarda bulunan mozaiklerin sergilendiği dünyanın en büyük mozaik müzelerinden biri. Gaziantep'in Nizip ilçesinde Birecik Baraj Gölü kıyısında bulunan Zeugma Antik Kentinden çıkarılan mozaikler, 2010 yılında bu müzede sergilenmeye başlandı.
Müzenin en bilinen eseri, Çingene Kız mozaiği diğer mozaiklerden ayrı olarak karanlık bir odada sergileniyor. Çingene kız mozaiğinin en çarpıcı özelliği hangi köşeden bakılırsa bakılsın sizi izliyor olmasıdır. Boyutları sandığınız kadar büyük değil. Şaşırtmasın :)
Müze yazın saat 18:30'a kadar ziyaret edilebiliyor. Ücreti 10 TL. Müze kartı olanlara ücretsiz.
Zeugmadan çıktıktan sonra hemen yakınındaki Kebapçı Halil Usta'ya uğruyoruz.
İstanbullular hiç boş bırakmıyor sağolsun Halil Usta'yı. Sokak arasında gayet salaş, mütevazi bir kebapçı Halil Usta. Lüks bir kebapçı beklemeyin yani.
"İstanbullular benim kıymetimi yirmibeş sene sonra anladı" diyor. Yıllar önce İstanbul'da seksen kebapçı gezmiş. "Beni işe alın ben bu işi iyi biliyorum" demiş. Kimse yüzüne bakmamış. Sonra dönmüş yüzünü Sultanahmet'e, "sana küstüm İstanbul, bir daha da gelmem" demiş, eli böğründe geri gelmiş Antep'e. "25 sene oldu gitmedim İstanbul'a" diyor Halil Usta, "artık İstanbul bana geliyor..."
Kebapçı Halil Usta |
Halil Usta'dan çıktından sonra Antep'te biraz gezip yediklerimizi eritelim. Antep Kalesi'nden başlayarak yukarı doğru çıktığınızda, tarihi bakırcılar çarşısını, çarıkçıları, baharatçıları ve Zincirli Bedesten'i göreceksiniz. Buralardan, baharat, nar ekşisi, fıstık, bakır mutfak gereçleri alabilirsiniz.
Zincirli Bedesten |
Çarşıda vakit geçirirken yorulursanız, soluklanmak için Tahmis Kahvesi'ne gidip Menengiç Kahvesi için. Tahmis Kahvesi 1635'den beri faaliyet gösteren, Türkiye'nin en eski kahvehanelerinden biridir. Akşamları fasıl da oluyor. Menengiç kahvesini sevdiyseniz mutlaka bir kavanoz alın. Yapılışını merak edenlere yazabilirim.
![]() |
Bayazhan Avlu |
Bakırcılar turu bittiğine göre artık akşam yemeğine geçebiliriz. Şimdi doğru Bayazhan'a gidiyoruz. Bayazhan, 1909 yılında Bayaz Ahmet Efendi tarafından yaptırılan 2005'te restore edilen, Gaziantep'in en iyi restoranını, meyhanesini ve barını avlusunda barındıran bir mekan.
Bayazhan'ın restoranında enfes bir beyti yiyip, avlusunda fasıl eşliğinde çok hoş vakit geçirebilirsiniz.
Bayazhan Restoran |
Bugünlük bu kadar yeter değil mi? Fakat iyi yedik. :)
Bitti mi? Bitmedi. Antep için bir günün yeterli olmayacağını söylemiştim.
Günü biraz egzersizle sonlandırın. Ertesi gün yiyeceklerinize yer açılsın :)
Ben Antep'ten dönünce bir hafta detoks yapıyorum mesela. Vücut kendini ancak toparlıyorsa demek. Olsundu, değerdi. :)
Ertesi gün kahvaltıya Katmerci Zekeriya Usta'ya gidiyoruz. Antep'li olduk madem racona uyalım değil mi? Tonton Katmerci Zekeriya Usta dükkanı açmış, kasaya oturmuş bile. Oğlu Mehmet Bey, sanki İstanbul'dan arayıp geleceğimizi haber etmişiz gibi kapılarda karşılıyor bizi o muhteşem gülümsemesiyle. Çay mı süt mü diyor? Süt anasını satayım diyoruz :)
Katmerci Zekeriya Usta |
Bu muhteşem katmeri lüplettikten sonra biraz daha çarşıda dolaşıyoruz. İstanbul'a götürmek üzere, baklava, katmer, fıstık, bakır siparişlerini tamamladıktan sonra yeniden Tahmis'e uğrayıp bugün de Dibek yada Osmanlı kahvesini deneyebilirsiniz.
İmam Çağdaş |
Öğlen yemeği için Antep deyince ilk akla gelen yere gideceğiz. Tabi ki İmam Çağdaş'a.
Antep'te Baklava denince öne çıkan iki marka, İmam Çağdaş ile Koçak birbiriyle Galatasaray - Fenerbahçe kadar ezeli rakip.
Ben baklavada oyumu her zaman İmam Çağdaş'tan yana kullanıyorum.
İmam Çağdaş'ta Lahmacunu, kebabı, bakır taslarda servis edilen ekşi ayranı, karışık kebabı yiyip üstüne de baklava tabağı ile cila attıktan sonra İstanbul'a dönmek üzere yollara düşebilirsiniz. Antep turumuz burada sona ermiştir. :)
Velhasıl.. Yemek yemek ciddi bir iştir hep söylerim. Gittiğin, gördüğün, yediğin yerin hakkını vereceksin. Yemek yediğin yerin adını bileceksin en önemlisi. Çok unutuyorsanız kartını alın atın cebinize.Sonra LuLu'ya yazın gitsin o da yesin orada değil mi? Paylaşımcı olalım. :)
Sevdiniz İnşallah Antep'i? Pazartesi diyete başlıyoruz ama. Yorumlarınızı yazın bak bekliyorum.
www.orkidepastanesi.com
www.katmercizekeriya.com
www.bayazhan.com.tr
www.imamcagdas.com
Haydi sevgiler hepinize.
LuLu
4 Ağustos 2015 Salı
Bir kadına nerede evlenme teklifi edilir?
Selamlar,
İnsan hafızası tuhaf kodlamalar yapıyor bazen. Ya da ben iletişimci olduğumdan, insanları, eşyaları, mekanları farklı etiketlerle kaydediyorum hafızama. Psikolojide bir karşılığı var mı bilen yazsın lütfen.
Boğazda en sevdiğim balıkçı Arnavutköy "Akıntıburnu." Bu kadar sevmemin nedeni beni oraya ilk kez en sevdiğim arkadaşımın (konudan bağımsız) götürmüş olması olabilir. İstanbul'da "evlenme teklif edilecek mekan" diye kodlamışım hafızama bu balıkçıyı. Hayatımda bir kez bile "nasıl evlenme teklifi alırım?"' ın hayalini kurmamış genç bir kadın olmama rağmen, kim birine evlenme teklif edecek olsa ona burayı öneriyorum.
Bu yazıyı yazarken neden böyle bir kodlama yaptım diye düşündüm?
Şimdi sıralıyorum...
-Denize nazır. Deniz ki benim kutsalım. Ruhumun aynası... Deniz olan yerde olumsuz netice çıkmaz.
-Yemekleri, balık içerikli mezeleri şahane. Damak zevki önemli. Kalbe giden yol bulunmuş demektir.
-İşletmecisi, garsonları inanılmaz zarif. Size kendinizi çok özel hissettiriyor. Hazırladığınız tüm sürprizlere büyük bir titizlikle ortak oluyorlar. E gecenin akıbeti için buna ihtiyacınız var. :)
-Akıntıburnu 1967'de açılmış Arnavutöy'de. Yani her gün bir işletme açılıp kapanan İstanbulumuzda yıllar sonra "annenize burada evlenme teklif etmiştim" diyebilirsiniz çocuklarınıza.
Yıldönümlerinizi de burada kutlamayı gelenekselleştirirseniz hikayenin sürekliliği olmuş olur.
-Valesi var. En yüksek puntolu papuçlar rahatlıkla giyilebilir.
-Fiyatlar boğazdaki tüm balıkçılar ayarında. Küver var. Bu partnerinizin cimri olmadığını gösterir. Ne kadar takılırsınız bilmem ama, benim birincil eleme kriterimdir. :)
E gerçekten doğru bir tespitte bulunmuşum Akıntıburnu için. Okuyunca hak verdim kendime..
Biraz da ne yiyeceğinizden bahsedeyim mi?
Önce karışık yeşillik tabağı isteyeceksiniz. Masanın en neşeli tabağı olarak yerleşecek ortaya. Sonra balık köfte, levrek sarma, balık kokoreç, kalamar, karides güveç. Ben bunları isteyince artık ahbap olduğumuz nazik garsonlar "yeter herhalde" diyorlar. Size yetmiyorsa ortaya bir de balık söyleyebilirsiniz. Porsiyonlar kişi sayısına göre geliyor. Gayet doyurucu.

Balık kokoreçi İstanbul'da yiyebileceğiniz daha iyi bir yer var mı bilmiyorum. Varsa yazın bana bak ne olur :)
Tatlıya yeriniz kaldıysa dondurmalı irmiği tavsiye ederim. Hem hafif hem leziz.
Unutmadan, severmisiniz bilmem Akıntıburnu'nda yaz boyu kabak çiçeği dolması bulabilirsiniz. Ege'de çoktur ama İstanbul'da bulması biraz zordur. Gitmişken deneyin derim.
Yani bu kadar güzel yemeği yedikten sonra teklifinize hayır diyecek kadın olduğunu sanmıyorum.
İçiniz rahat olsun, Akıntıburnu'nda deplasmandasınız 1-0 öne geçtiniz bile :)
0212 263 48 29 numaralı telefondan rezervasyon yaptırabilirsiniz.
Yarın sizlere Lübnan mutfağı yazacağım.
Haydi şansınız bol, en özel geceniz, Akıntıburnu yemekleri kadar keyifli olsun..
LuLu
İnsan hafızası tuhaf kodlamalar yapıyor bazen. Ya da ben iletişimci olduğumdan, insanları, eşyaları, mekanları farklı etiketlerle kaydediyorum hafızama. Psikolojide bir karşılığı var mı bilen yazsın lütfen.
Boğazda en sevdiğim balıkçı Arnavutköy "Akıntıburnu." Bu kadar sevmemin nedeni beni oraya ilk kez en sevdiğim arkadaşımın (konudan bağımsız) götürmüş olması olabilir. İstanbul'da "evlenme teklif edilecek mekan" diye kodlamışım hafızama bu balıkçıyı. Hayatımda bir kez bile "nasıl evlenme teklifi alırım?"' ın hayalini kurmamış genç bir kadın olmama rağmen, kim birine evlenme teklif edecek olsa ona burayı öneriyorum.
Bu yazıyı yazarken neden böyle bir kodlama yaptım diye düşündüm?
Şimdi sıralıyorum...
-Denize nazır. Deniz ki benim kutsalım. Ruhumun aynası... Deniz olan yerde olumsuz netice çıkmaz.
-Yemekleri, balık içerikli mezeleri şahane. Damak zevki önemli. Kalbe giden yol bulunmuş demektir.
-İşletmecisi, garsonları inanılmaz zarif. Size kendinizi çok özel hissettiriyor. Hazırladığınız tüm sürprizlere büyük bir titizlikle ortak oluyorlar. E gecenin akıbeti için buna ihtiyacınız var. :)
-Akıntıburnu 1967'de açılmış Arnavutöy'de. Yani her gün bir işletme açılıp kapanan İstanbulumuzda yıllar sonra "annenize burada evlenme teklif etmiştim" diyebilirsiniz çocuklarınıza.
Yıldönümlerinizi de burada kutlamayı gelenekselleştirirseniz hikayenin sürekliliği olmuş olur.
-Valesi var. En yüksek puntolu papuçlar rahatlıkla giyilebilir.
-Fiyatlar boğazdaki tüm balıkçılar ayarında. Küver var. Bu partnerinizin cimri olmadığını gösterir. Ne kadar takılırsınız bilmem ama, benim birincil eleme kriterimdir. :)
E gerçekten doğru bir tespitte bulunmuşum Akıntıburnu için. Okuyunca hak verdim kendime..
Biraz da ne yiyeceğinizden bahsedeyim mi?
Balık kokoreçi İstanbul'da yiyebileceğiniz daha iyi bir yer var mı bilmiyorum. Varsa yazın bana bak ne olur :)
Tatlıya yeriniz kaldıysa dondurmalı irmiği tavsiye ederim. Hem hafif hem leziz.
Unutmadan, severmisiniz bilmem Akıntıburnu'nda yaz boyu kabak çiçeği dolması bulabilirsiniz. Ege'de çoktur ama İstanbul'da bulması biraz zordur. Gitmişken deneyin derim.
Yani bu kadar güzel yemeği yedikten sonra teklifinize hayır diyecek kadın olduğunu sanmıyorum.
İçiniz rahat olsun, Akıntıburnu'nda deplasmandasınız 1-0 öne geçtiniz bile :)
0212 263 48 29 numaralı telefondan rezervasyon yaptırabilirsiniz.
Yarın sizlere Lübnan mutfağı yazacağım.
Haydi şansınız bol, en özel geceniz, Akıntıburnu yemekleri kadar keyifli olsun..
LuLu
3 Ağustos 2015 Pazartesi
Pazartesi biter hafta biter :)
Selam sendromcular,
Çoğunuz tatilden döndü, bugün kaldığı yerden mesaiye, ev işine hızlı bir giriş yaptı değil mi?
Dün şezlongda yayılırken bugün kendinizi masa başında buluverdiniz. Olur öyle :)
Pazartesi mesaisini yarıladıysanız haftanın sonunu çabuk görürsünüz. Sızlanmayın.
Akşam size deniz kenarı bir yerler tavsiye edeyim de tatilden mesaiye yumuşak bir geçiş yapmış olun.
Kebap severler bilirler. İstanbul'da son yıllarda Adana, Urfa, Antep menşeili birçok kebapçı türedi. Çoğunu denemiş biri olarak, hiçbirinin memleketindekiyle aynı kalitede hizmet vermediğini söyleyebilirim.
Peki İstanbul'da nerede kebap yiyeceğiz?
Ben yalnızca balığı değil, kebabı da deniz görerek yemeyi sevenlerdenim. "Elbette denize nazır, kalbimiz temiz velhasıl." Diyor ya Sezen ablamız:) Bu yüzden size deniz manzaralı favori kebapçılarımdan Rumeli Hisarı Nezih'i önereceğim bugün.
Kebap yemek için Gaziantep'e gidemiyorsanız Nezih, İstanbul'da hem de boğazda bu ihtiyacınızı karşılıyor.
Antep yöresine has, yuvalaması, yoğurtlu içli köftesi, gavurdağı, mezeleri ve baklavalarıyla miğde kıvrımlarınızı Mahmut Tuncer eşliğinde halaya durduracak kadar iyi :)
Gavurdağı salatasını İstanbul'da birçok kebapçı çok iri doğrayarak yapıyor fark ettiniz mi?
Bu arada bu güne kadarki en iyi gavurdağını Adana'da yemiştim. Adana turumuzda bahsedeceğim neresi olduğundan.
Siz karışık kebap sevenlerden misiniz?
Kalabalık masalarda karışık kebap en iyisi.
Ben beyticiyim mesela. Fotoğraftaki karışık kebap tabağı olsa da Nezih beytide de gayet başarılı.
Nezih içli köfteyi de diğer kebapçılardan farklı servis ediyor. Haşlama ve yoğurtlu. Bunların ufağına doğuda Arap Köftesi diyorlar.
Ve tabi ki Pastırmalı Humus, yine Arap mutfağından bize miras şahane lezzet.
Yine yediğim en enfes Humus Dubai'de bir Lübnan restoranındaydı. Dubai turunda anlatacağım hepsini :)
Nezih'e gitmişken, Antep'ten gelen baklavaların tadına bakmadan da dönmeyin.
Nezih, lokasyonu itibariyle çoğunlukla kalabalık bir kebapçı. O yüzden eğer boğazı görmek istiyorsanız 0212 265 74 55 numaralı telefondan rezervasyon yaptırmanızı öneririm.
He unutmadan, Nezih'te enfes yöresel Antep kahvaltısı var. Onu da yazacağım bir gün.
Bu arada amannn yaz aylarında fazla kilolara dikkat. Bunları yedikten sonra spor yaparak eritiyoruz değil mi gençler? Bir ara size ödem attırıcı çay tarifleri de vereceğim.
Hadi bakalım. Muhteşem geçsin Pazartesi akşamınız. Bana yazın Nezih ile ilgili yorumlarınızı...
Sevgiler
LuLu
Çoğunuz tatilden döndü, bugün kaldığı yerden mesaiye, ev işine hızlı bir giriş yaptı değil mi?
Dün şezlongda yayılırken bugün kendinizi masa başında buluverdiniz. Olur öyle :)
Pazartesi mesaisini yarıladıysanız haftanın sonunu çabuk görürsünüz. Sızlanmayın.
Akşam size deniz kenarı bir yerler tavsiye edeyim de tatilden mesaiye yumuşak bir geçiş yapmış olun.
Kebap severler bilirler. İstanbul'da son yıllarda Adana, Urfa, Antep menşeili birçok kebapçı türedi. Çoğunu denemiş biri olarak, hiçbirinin memleketindekiyle aynı kalitede hizmet vermediğini söyleyebilirim.
Peki İstanbul'da nerede kebap yiyeceğiz?
Ben yalnızca balığı değil, kebabı da deniz görerek yemeyi sevenlerdenim. "Elbette denize nazır, kalbimiz temiz velhasıl." Diyor ya Sezen ablamız:) Bu yüzden size deniz manzaralı favori kebapçılarımdan Rumeli Hisarı Nezih'i önereceğim bugün.
Kebap yemek için Gaziantep'e gidemiyorsanız Nezih, İstanbul'da hem de boğazda bu ihtiyacınızı karşılıyor.
Antep yöresine has, yuvalaması, yoğurtlu içli köftesi, gavurdağı, mezeleri ve baklavalarıyla miğde kıvrımlarınızı Mahmut Tuncer eşliğinde halaya durduracak kadar iyi :)
Gavurdağı salatasını İstanbul'da birçok kebapçı çok iri doğrayarak yapıyor fark ettiniz mi?
Bu arada bu güne kadarki en iyi gavurdağını Adana'da yemiştim. Adana turumuzda bahsedeceğim neresi olduğundan.
Siz karışık kebap sevenlerden misiniz?
Kalabalık masalarda karışık kebap en iyisi.
Ben beyticiyim mesela. Fotoğraftaki karışık kebap tabağı olsa da Nezih beytide de gayet başarılı.
Nezih içli köfteyi de diğer kebapçılardan farklı servis ediyor. Haşlama ve yoğurtlu. Bunların ufağına doğuda Arap Köftesi diyorlar.
Ve tabi ki Pastırmalı Humus, yine Arap mutfağından bize miras şahane lezzet.
Yine yediğim en enfes Humus Dubai'de bir Lübnan restoranındaydı. Dubai turunda anlatacağım hepsini :)
Nezih'e gitmişken, Antep'ten gelen baklavaların tadına bakmadan da dönmeyin.
Nezih, lokasyonu itibariyle çoğunlukla kalabalık bir kebapçı. O yüzden eğer boğazı görmek istiyorsanız 0212 265 74 55 numaralı telefondan rezervasyon yaptırmanızı öneririm.
He unutmadan, Nezih'te enfes yöresel Antep kahvaltısı var. Onu da yazacağım bir gün.
Bu arada amannn yaz aylarında fazla kilolara dikkat. Bunları yedikten sonra spor yaparak eritiyoruz değil mi gençler? Bir ara size ödem attırıcı çay tarifleri de vereceğim.
Hadi bakalım. Muhteşem geçsin Pazartesi akşamınız. Bana yazın Nezih ile ilgili yorumlarınızı...
Sevgiler
LuLu
2 Ağustos 2015 Pazar
Yanında bir ince Müzeyyen Abla...
Hey Pazar miskinleri,
Hala evden çıkamadıysanız ve "akşama ne yapsak?" diyorsanız, Pazar akşamı için neşeli tavsiyelerime başlayayım. Elbette ilk olarak en sevdiğim mekanlardan başlayacağım önermeye.
Özellikle Anadolu yakasında oturanlar ve Müzeyyen Senar severler için bugünkü mekan önerim.
Koşuyolu'nda oyuncu Gamze Karaman'ın işletmecisi olduğu, adını tavrına hayran olduğumuz kadın Müzeyyen Senar'dan alan Müzeyyen Restoran'da kendinizi Ege'de yazlık bir meyhanede hissedebilirsiniz.
Mekanda Müzeyyen Abla'nın yanı sıra Salı-Cuma günleri arası bir de udi beyefendi var. Hayli güzel sesi. Bileklerinizi dikine kestirecek cinsten. Ama yapmayın tabi siz :)

Gitmeden istek şarkılarınızın yazdığı peçeteleri hazırlamayı unutmayın. Udi beyefendinin oldukça geniş bir repertuarı var.
Yemekler, özellikle mezeler enfes. Fiyatlar gayet makul. Rezervasyon 0216 545 57 73 numaralı telefondan yapılabiliyor.
Balık bahane mezeler şahanecilerdenseniz, patlıcanlı börek ve roka salata benim favorim.
Mutlaka deneyin.
Madam Despina siz gitmeden masayı kurup mavi beyaz örtüleri sermiş olacak.
Sediri de asmanın altına çekmiştir çoktan.
Ve yanında bir ince Müzeyyen Abla...
Hadi kalkın rezervasyon yapın. Akşama açıkta kalmayın. Yorumlarınızı bana mutlaka yazın.
Hadi yine güzelsiniz yine çiçek.
Hamdolsun :)
Hala evden çıkamadıysanız ve "akşama ne yapsak?" diyorsanız, Pazar akşamı için neşeli tavsiyelerime başlayayım. Elbette ilk olarak en sevdiğim mekanlardan başlayacağım önermeye.
Özellikle Anadolu yakasında oturanlar ve Müzeyyen Senar severler için bugünkü mekan önerim.
Koşuyolu'nda oyuncu Gamze Karaman'ın işletmecisi olduğu, adını tavrına hayran olduğumuz kadın Müzeyyen Senar'dan alan Müzeyyen Restoran'da kendinizi Ege'de yazlık bir meyhanede hissedebilirsiniz.
Mekanda Müzeyyen Abla'nın yanı sıra Salı-Cuma günleri arası bir de udi beyefendi var. Hayli güzel sesi. Bileklerinizi dikine kestirecek cinsten. Ama yapmayın tabi siz :)
Gitmeden istek şarkılarınızın yazdığı peçeteleri hazırlamayı unutmayın. Udi beyefendinin oldukça geniş bir repertuarı var.
Yemekler, özellikle mezeler enfes. Fiyatlar gayet makul. Rezervasyon 0216 545 57 73 numaralı telefondan yapılabiliyor.
Balık bahane mezeler şahanecilerdenseniz, patlıcanlı börek ve roka salata benim favorim.
Mutlaka deneyin.
Madam Despina siz gitmeden masayı kurup mavi beyaz örtüleri sermiş olacak.
Sediri de asmanın altına çekmiştir çoktan.
Ve yanında bir ince Müzeyyen Abla...
Hadi kalkın rezervasyon yapın. Akşama açıkta kalmayın. Yorumlarınızı bana mutlaka yazın.
Hadi yine güzelsiniz yine çiçek.
Hamdolsun :)
Selamlar Sevgili Arkadaşlar,
Hepimiz bir ay boyunca sabah 08:00 akşam 18:00 çalışan, hayatı sürekli bir yere koşturmakla geçen, dar vakitlere milyonlarca program sığdıran, hafta sonu geldiğinde "Acaba anne baba ziyareti mi yapsak?", "Çocukları oyun salonuna mı götürsek?", "Kız/erkek arkadaşımızla mı buluşsak?", "Yıllardır görmediğimiz arkadaşlarla bir kahvaltı mı yapsak?", "Yeni çıkan aksiyon filmini mi izlesek?" diye diye Pazartesi sabahını getiren kapitalizm köleleriyiz. Tüm mesailerimiz, ay başını görme telaşımız aslında daha iyi vakit geçirebilmek, daha konforlu yaşayabilmek için değil mi?
Peki tüm bu telaşın arasından sosyalleşebildiğimiz vakitlerdeki en büyük sorunsalımız ne?
"Nereye gideceğiz?"
"Ne yiyeceğiz?"
"Parayı kazanırken yoruluyorum bir de harcarken mi yorulayım?" der babam.
İşte ben de sizler yorulmayın diye yıllardır sürekli seyahat eden, yemek yemekten, yeni yerler görmekten inanılmaz keyif alan biri olarak tecrübelerimi elimden geldiği kadar paylaşacağım. Ve elbette, eğer paylaşırsanız sizlerin tecrübe ettikleri ile de yeni şeyler deneyimleyeceğim.
Yarışmaya İstanbul'dan katılan biri olarak, paylaşımlarım çoğunlukla İstanbul merkezli mekanlar olacak. Ara ara farklı şehirlerden ve ülkelerden de deneyimleri paylaşacağım.
Çok yakında görüşmek üzere
Sevgiler,
LuLu
Hepimiz bir ay boyunca sabah 08:00 akşam 18:00 çalışan, hayatı sürekli bir yere koşturmakla geçen, dar vakitlere milyonlarca program sığdıran, hafta sonu geldiğinde "Acaba anne baba ziyareti mi yapsak?", "Çocukları oyun salonuna mı götürsek?", "Kız/erkek arkadaşımızla mı buluşsak?", "Yıllardır görmediğimiz arkadaşlarla bir kahvaltı mı yapsak?", "Yeni çıkan aksiyon filmini mi izlesek?" diye diye Pazartesi sabahını getiren kapitalizm köleleriyiz. Tüm mesailerimiz, ay başını görme telaşımız aslında daha iyi vakit geçirebilmek, daha konforlu yaşayabilmek için değil mi?
Peki tüm bu telaşın arasından sosyalleşebildiğimiz vakitlerdeki en büyük sorunsalımız ne?
"Nereye gideceğiz?"
"Ne yiyeceğiz?"
"Parayı kazanırken yoruluyorum bir de harcarken mi yorulayım?" der babam.
İşte ben de sizler yorulmayın diye yıllardır sürekli seyahat eden, yemek yemekten, yeni yerler görmekten inanılmaz keyif alan biri olarak tecrübelerimi elimden geldiği kadar paylaşacağım. Ve elbette, eğer paylaşırsanız sizlerin tecrübe ettikleri ile de yeni şeyler deneyimleyeceğim.
Yarışmaya İstanbul'dan katılan biri olarak, paylaşımlarım çoğunlukla İstanbul merkezli mekanlar olacak. Ara ara farklı şehirlerden ve ülkelerden de deneyimleri paylaşacağım.
Çok yakında görüşmek üzere
Sevgiler,
LuLu
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)